BASINA VE KAMUOYUNA
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Öğrenci üyeleri olarak biz PMOGenç’liler,
Taksim’de Meydanı’yla, Parkıyla, yaya ve araç ulaşım kararlarıyla bir bütün
olarak yapılmak istenen dönüşüm uygulamalarına DUR demek, alanın mevcut
durumunu incelemek için bugün buradayız.
Ülkesel ve kentsel ölçekte önemli tarihi ve kültürel kentsel
peyzajlarımızdan olan Taksim’in fiziki dönüştürme çalışmaları “yayalaştırma
projesi” adı altında başlatılarak, araç trafiğinin yer altına indirilmesi
amaçlanmıştır. Sadece araçların değil yayalarında hareketlerini yer altına
alacak olan bu proje ile amaç ulaşımı rahatlatmak değil, amaç Taksim Gezisi’ne
yapılması planlanan Topçu Kışlası’nın otopark ihtiyacının karşılanmasını
sağlamaktır. Amaç, toplumsal belleğimizde önemli yeri olan, Türkiye’deki
eylemlerin kitlesel gerçekleştiği, mücadelelerin simge mekânı Taksim Meydanı’nı
işlevsizleştirmektir.
Çağdaş ulaşım politikalarına tamamen ters düşen bu uygulama ile
oluşacak dalış rampaları ve istinat duvarları insanların güvenliğini tehlikeye
sokacak, mevcut ulaşım sorunlarının artarak devam etmesine neden olacaktır.
Aynı zamanda otobüs duraklarının da yer altına indirilmesi sonucu insanların
egzoz dumanlarıyla baş başa bırakılması da söz konusudur. Taksim’de yapılan
uygulamalar, insanların sağlığını ya da güvenliğini düşünerek değil tamamen
sermayenin çıkarları ve ihtiyaçları düşünülerek hazırlanmıştır.
Bu vahşi müdahale sadece Taksim Meydanı’yla sınırlı değildir. Herhangi
bir doğal afet anında insanların toplanabileceği tek kamusal açık yeşil alan
olan Taksim Gezisi’de adeta korku filmi senaryosuyla karşı kaşıyadır. Yapılacak
olan projeyle Parkın yerine Topçu Kışlası tekrar inşa edilecek, yeni rant alanı
olarak sermayedarların iştahlarını kabartan bir tüketim merkezine
dönüştürülecektir. Araç ve yaya ulaşımlarının “rahatlatılması” iddiasıyla meşrulaştırılmaya çalışılan bu proje
ile alanın sadece fiziki durumu değil kullanıcı profili de dönüştürülmek
istenmektedir.
Yapılan çalışmalar sonucunda; Taksim Gezisi’nde 500’den fazla, 30
farklı cinsten oluşan ağacın bulunduğu bilinmektedir. Bunlar 250 adet çınar, 25
adet ıhlamur, 20 adet fıstık çamı, 20 adet dişbudak, 30 adet meşe, 10 adet
sedir, 10 adet çitlembik ve atkestanesi, manolya, akçaağaç ve adi porsuk gibi
türlerdir. Yaklaşık 200 ağacın çapları 40 ile 100 cm arasındadır. Yaşları
40–70 yıl arasında değişen ağaçlar sahada en fazla bulunan ağaçlardır. Aynı zamanda
yaşları 90–100 yıl arasında değişen çınar ve çitlembik gibi türler de
bulunmaktadır. Sahadaki ağaçların %80’i sağlıklıdır.
Koruma Kurulu’nun Parktaki bu ağaçlara ilişkin henüz herhangi bir
kararı olmadan ve uygulayıcılar tarafından gerekli izinler alınmadan Park
şimdiden bir şantiye alanına dönüştürülmeye başlanmış, ya katliam tarzı
budamalarla ya kök dilberine beton dökülerek ya da bulundukları yerden uygun
transplantasyon koşulları sağlanmadan başka yerlere taşınarak ağaçlara zarar
verilmektedir.
Konuya ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Yeşil Alanlardan
Sorumlu Daire Başkanlığı’nın hafta içi yaptığı yazılı bir açıklamada “Çalışmalar tamamlandıktan sonra İstanbul Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna ağaçların nerelere taşındığı fotoğraflarla
belgelenerek bilgilendirilecektir.”[1] denilmektedir. Bu açıklama uygulamaların bilimsel,
teknik ve hukuki ilkelerden uzak yapıldığının da bir göstergesidir.
Bizler peyzaj mimarlığı öğrencileri olarak yetkililere
soruyoruz:
- Koruma
kurulunun izni olmadan ağaçlar nasıl budama adı altında kesilebiliyor? Nasıl
taşınabiliyor?
- Ağaçların
taşınmasından sorumlu olan kişi veya kişilerin meslekleri nelerdir? Bu kişiler
yaşlı ağaçların taşınması konusunda teknik bilgiye sahip mi?
- Ağaçların
taşınmasında konuya dair teknik donanıma sahip neden bir peyzaj mimarı yok?
Yaşları 100’e kadar çıkan anıt niteliğindeki bu ağaçların, ihtiyaçtan
yoksun beton bir kütlenin inşası için yok edilmek istenmesi, bölgenin akciğeri
niteliğindeki bu alanın dönüştürülmesi (insanıyla, florasıyla, faunasıyla) bir
canlı katliamıdır. Üzerleri aylar öncesinden işaretlenerek başlatılan bu
katliam hemen durdurulmalıdır.
Biz PMOGenç’liler olarak;
Evrensel kuram ve ilkelerden, sanat, teknik ve bilimden yoksun,
Taksim'i bir rant aracı haline getirmek için uygulanmakta olan tüm projelerin
tarihsel bir hataya imza atılmadan derhal durdurulmasını talep ediyoruz.
“Yukarıya da hapsolan
yaya aşağıya da” olmak istemiyoruz!
Bizler Taksim’e sahip
çıkıyoruz!
[1]
Açıklamanın tam metni: Taksim genelinde yapılan
Altyapı çalışmaları dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından
ağaçların taşınması ve zarar görmemesi için görevlendirilmiş İki Mühendisin
kontrol ve denetimi altında toplam
kaldırılacak ağaç adedi 66 olarak belirlenmiştir. Ağaçlar Mühendislerin uygun
gördüğü yerlere sağlıklı bir çalışmayla taşınmaktadır. Ağaçlardan 26 adeti 3
ila 5 yıllık olup fidan niteliğini taşımaktadır. 21 adet fidan Abide-i Hürriyet
parkına taşınmış olup 5 adet ağacın altından doğalgaz ve Elektrik boruları
geçtiği için dokunulmamıştır. Geriye kalan 40 adet ağacın 7 adeti Haliç
Bölgesinde bulunan çeşitli parklara zarar görmeden taşınmış olup 33 adette aynı
bölgeye taşınacaktır. Çalışmalar tamamlandıktan sonra İstanbul Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna ağaçların nerelere taşındığı fotoğraflarla
belgelenerek bilgilendirilecektir. Yeşile ve doğaya İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Avrupa Yakası Park ve
Bahçeler Müdürlüğü olarak zarar gelmesini bizde istememekteyiz kontrollü ve
denetim altında yapılan çalışmaları takip ederek vatandaşlarımızı da
bilgilendirmekteyiz.. İlginize teşekkür eder, iyi günler dileriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder